12 Ekim 2010
yollarda
Uyumayı unutmuştum onlar düşüme girdiler , sahnede 5 deli , 12 eylül , yok olmuş yakınları ve sindirilememiş bir tarih yatıyor kafalarında ve terk etmiyor en yakınları gibi hiç birini ve kadın yine ağlıyor , bağırıyor hepsine-" ben uyumayı unuttum sanıyordum ama bunlar düşlerime girdiler" ve kocasına anlatıyor , elinde bavulu bazen limon ağacına sarılmış ve bazen ağacı kocası sanarak sevişiyor onunla…feryat ediyordu belkide bize hatırlatmak ki yaşım müsait değil ki bize anlatmak için sahnede belki de bu cümleleri söylerken , ağlıyordu…yollarda , bir kadının hayat eşini bulmuş, hayata karşı kimsesizliğini yenmiş bir kadının 12 eylül de kocasını kaybetmesi ve üzerine bir olaylar zinciri yaşamasından sonra kendini bir akıl hastanesi odasında bulması ardından bütün eylül aylarının her gününü cumartesi kabul ederek kendine ve odadakilere 12 eylülü tekrar tekrar anlatmasını konu alır ve evet izlerken seyirciye de anlar yeniden , hatırlar o eskimeyen tarihi iliklerinde , gözlerinde…Bir kadının herkesi koca sanması gibi, her sesi onun sesi olarak duyması, her uyanışı onun uyanışına benzetmesi belkide zaman zaman hepimiz yapıyoruzdur bilmiyorum…bob seger ın night moves yazıyı yazarken ne de güzel eşlik etti , üzerime çökmüş gecenin içinden elimden tutup dansa kaldıran sevgilim gibi…çokta duygusal oldu ama sahnede bir çaresizlik vardı cümle cümle yayılan...arkadaşımla gitmiştik hava soğuktu bittiğinde oyun donuyorduk resmen çünkü arasız 1 saat sürdü...daha da duygusallaşamadım çünkü gerçeklik aklıma geliyor , gerçi farketmedi dışarısıda soğuktu , ayaklarımız uyuştuğu için üşümüyorduk ve evet vapurda soğuktu çok soğuktu lan! neyse tiyatro sezonu açıldı , fiyatlarıda gayet uygun arada bir uğramak iyi gelir bünyeye...buyrun toplanıp gidek
10 Eylül 2010
bayram !
evet yine bi bayram geldi , burda kaç bayram geçirdim bi kez bişiy yazmamışmdır mal gibi yani o kadar sıkılıyorum ki bayramlarda nasıl yazmadım bilemiyorum heralde sıkıntıdan aklıma buraya bile bakmak gelmemiştir:)
şimdi ramazan bayramı filen gerçi eskisi kadar çok hissedemiyorum ben.eskiden göreden 50 yaşındayım sanırım ama ben bile eskiden diyosam düşünün nasıl bi değişimin göbeğine oturmuşuz, neyse işte eskiden bayram sabahı deli gibi kalkardm heycanla ortalığı toparlar her şeyi düzeltir kahvaltıyı hazırlar annemle babamı bayramlıcam diye namazdan sora babamı falan beklerdim şimdi malak gibi kalkıp kahvaltıyı hazırlıyorm geçen bayram annemle babamı bayramlamayı unutmuştum mesela .) ya ne biliyim mesela gezmeye gidiyim değişiklik olsun diyorum herkes dışarda gibi ne biliyim giyinmişler görümce gibi geziyolar allahm ya iyce fesat oldum...sonraacıma evde durayım diyorum sanki bütün dünya eve gelmiş gibi kalabalık oluyo ya kaççak yer yok çok sıkıcı mesela dışarı çıksam normal kalabalık olsa ya da evde dursam kimse gelmese bence ben mutlu olurum ve sıkılmam aslında mutsuz da değilimde sıkılganım bok gibiyim lan!
neyse işte yine bayram misafir şeker baklama tatlı vs hepsinin içindeyiz çoğumuz bu sefer blogun bayramını kutluyum didimm , ailelerinindekinide kutluyum didim gerçi onlara her zaman bayram ama olsun da didim, hadi canlar sıkılınmayan bayramlar dilerim:)
şimdi ramazan bayramı filen gerçi eskisi kadar çok hissedemiyorum ben.eskiden göreden 50 yaşındayım sanırım ama ben bile eskiden diyosam düşünün nasıl bi değişimin göbeğine oturmuşuz, neyse işte eskiden bayram sabahı deli gibi kalkardm heycanla ortalığı toparlar her şeyi düzeltir kahvaltıyı hazırlar annemle babamı bayramlıcam diye namazdan sora babamı falan beklerdim şimdi malak gibi kalkıp kahvaltıyı hazırlıyorm geçen bayram annemle babamı bayramlamayı unutmuştum mesela .) ya ne biliyim mesela gezmeye gidiyim değişiklik olsun diyorum herkes dışarda gibi ne biliyim giyinmişler görümce gibi geziyolar allahm ya iyce fesat oldum...sonraacıma evde durayım diyorum sanki bütün dünya eve gelmiş gibi kalabalık oluyo ya kaççak yer yok çok sıkıcı mesela dışarı çıksam normal kalabalık olsa ya da evde dursam kimse gelmese bence ben mutlu olurum ve sıkılmam aslında mutsuz da değilimde sıkılganım bok gibiyim lan!
neyse işte yine bayram misafir şeker baklama tatlı vs hepsinin içindeyiz çoğumuz bu sefer blogun bayramını kutluyum didimm , ailelerinindekinide kutluyum didim gerçi onlara her zaman bayram ama olsun da didim, hadi canlar sıkılınmayan bayramlar dilerim:)
3 Ağustos 2010
En güzel hikâyem
Bir aşk
Masal gibi
Anlatır durur köşe başındaki sarhoş
Vakti zamanında diye başlar her sözü
Merak eder geçenler
Gerçek miydi diye
Az değil yıllar geçer
Bir tanıyan çıkar sarhoşu
Yine etrafı insan dolu
Ne anlatırsın daha der
Başlar sarhoş anlatmaya yine
Aynı hikâyeyi
Rüya gibi, masal gibi
Etraftakiler de merak eder
Bu yabancı tanırsa bu sarhoşu
Bilir gerçek mi değil mi bu masal
İçlerinden en aklı başında olanı sorar
Yabancı başlar anlatmaya
O da söze vakti zamanında diye başlar
Bir vakitler birbirine çok benzeyen iki âşık varmış
Ayrı kaldıkları her an acı çekerlermiş
Şükretmeyi de bilirlermiş lakin
Ağırmış yaşamak diğeri olmadan öbürüne
Gel zaman git zaman
İyice anlamışlar bir şeylerin farklı olduğunu
Zaten oğlan ilk gün demiş
Rüya değilse ne ki bu?
Zor ya kadın milleti süründürmüş çocuğu
Ama aşkına dayanamamış salıvermiş oda yelkenleri
Ee tabi mutlular artık deli gibi divane gibi
Yedikleri içtikleri kokladıkları
Gittikleri geldikleri
Her şey daha bir güzel görünmeye başlamış gözlerine
Lakin beraber olunca o zaman geçmeseymiş hızlıca
Uzun boylu bir oğlanmış
Saçları da uzun boyu gibi
Yumuşacık elleri varmış yüzü gibi
Kız baktıkça içi gidermiş
Durduramazmış kendini
Her şeyi bırakmış kenarı
Bilirmiş çünkü bu adam çok severmiş onu
Kızda oğlandan daha kısa
Onunda saçları var lakin bazen uzun bazen kısa
Aklı gibi sanki
Ellerini severmiş oğlan bunun
Her yerini olduğu gibi
Tek fiziksel değil lakin sevgileri
Sanmayın hemen anlatınca böyle
Uzaktan görüntülerini
Onları görenlerde hemen etkilenirmiş havalarından
Benzedikleri yetmezmiş gibi
İçleri de benzermiş
Ayna gibi
Bir mutluluk ki sanki dünya kurtulurcasına
Yabancı tıkanmış bir ara
Bir bardak su içmiş ve devam etmiş
…ve tabiî ki kolay olmadı hayatları
Önceden çektiklerinin hediyesiydiler birbirlerine
Üzüntü, acı, yıkılmışlıktı belki
Gülen yüzlerini birleştiren onca sene
Mutlulukları ebedi oldu
Baş koydukları yastıkta ölü bulundu ikisi de
Hala gülüyorlardı
Elleri sıkı sıkı tutunmuştu birbirlerine
Ve yüzleri sıcacıktı yeni doğmuş gibi
Birbirlerine…
Ve yabancı bitirmiş hikâyeyi
Sarhoş sızmış kenarı
Zor dayanmış bugüne dek
Sanki hep yabancıyı beklemiş gibi
Sormuşlar yabancıya
Bu sarhoş kim ola ki
Tanır bu âşıkları bu kadar iyi
O hep onlara engel olmaya çalışan kaderdir
Onu bile bıktırdı aşkları
O bile yenik düştü onlara der yabancı
Ee sen kimsin
Nerden bilirsin bunları diye sorduklarında
Ayağa kalkar ve gitmeye hazır
Uyandığında
Ki eğer uyanırsa sarhoşa sorun beni der
Ve uzaklaşır akşamın gün batımında…
Masal gibi
Anlatır durur köşe başındaki sarhoş
Vakti zamanında diye başlar her sözü
Merak eder geçenler
Gerçek miydi diye
Az değil yıllar geçer
Bir tanıyan çıkar sarhoşu
Yine etrafı insan dolu
Ne anlatırsın daha der
Başlar sarhoş anlatmaya yine
Aynı hikâyeyi
Rüya gibi, masal gibi
Etraftakiler de merak eder
Bu yabancı tanırsa bu sarhoşu
Bilir gerçek mi değil mi bu masal
İçlerinden en aklı başında olanı sorar
Yabancı başlar anlatmaya
O da söze vakti zamanında diye başlar
Bir vakitler birbirine çok benzeyen iki âşık varmış
Ayrı kaldıkları her an acı çekerlermiş
Şükretmeyi de bilirlermiş lakin
Ağırmış yaşamak diğeri olmadan öbürüne
Gel zaman git zaman
İyice anlamışlar bir şeylerin farklı olduğunu
Zaten oğlan ilk gün demiş
Rüya değilse ne ki bu?
Zor ya kadın milleti süründürmüş çocuğu
Ama aşkına dayanamamış salıvermiş oda yelkenleri
Ee tabi mutlular artık deli gibi divane gibi
Yedikleri içtikleri kokladıkları
Gittikleri geldikleri
Her şey daha bir güzel görünmeye başlamış gözlerine
Lakin beraber olunca o zaman geçmeseymiş hızlıca
Uzun boylu bir oğlanmış
Saçları da uzun boyu gibi
Yumuşacık elleri varmış yüzü gibi
Kız baktıkça içi gidermiş
Durduramazmış kendini
Her şeyi bırakmış kenarı
Bilirmiş çünkü bu adam çok severmiş onu
Kızda oğlandan daha kısa
Onunda saçları var lakin bazen uzun bazen kısa
Aklı gibi sanki
Ellerini severmiş oğlan bunun
Her yerini olduğu gibi
Tek fiziksel değil lakin sevgileri
Sanmayın hemen anlatınca böyle
Uzaktan görüntülerini
Onları görenlerde hemen etkilenirmiş havalarından
Benzedikleri yetmezmiş gibi
İçleri de benzermiş
Ayna gibi
Bir mutluluk ki sanki dünya kurtulurcasına
Yabancı tıkanmış bir ara
Bir bardak su içmiş ve devam etmiş
…ve tabiî ki kolay olmadı hayatları
Önceden çektiklerinin hediyesiydiler birbirlerine
Üzüntü, acı, yıkılmışlıktı belki
Gülen yüzlerini birleştiren onca sene
Mutlulukları ebedi oldu
Baş koydukları yastıkta ölü bulundu ikisi de
Hala gülüyorlardı
Elleri sıkı sıkı tutunmuştu birbirlerine
Ve yüzleri sıcacıktı yeni doğmuş gibi
Birbirlerine…
Ve yabancı bitirmiş hikâyeyi
Sarhoş sızmış kenarı
Zor dayanmış bugüne dek
Sanki hep yabancıyı beklemiş gibi
Sormuşlar yabancıya
Bu sarhoş kim ola ki
Tanır bu âşıkları bu kadar iyi
O hep onlara engel olmaya çalışan kaderdir
Onu bile bıktırdı aşkları
O bile yenik düştü onlara der yabancı
Ee sen kimsin
Nerden bilirsin bunları diye sorduklarında
Ayağa kalkar ve gitmeye hazır
Uyandığında
Ki eğer uyanırsa sarhoşa sorun beni der
Ve uzaklaşır akşamın gün batımında…
25 Haziran 2010
başlık
off allahım ya o kadan o kadan çok sıkılıyorum ki lan blog bi boka yara bari , çatlıcam...pazara gittim geldim geçsin diye yok anam ya o anlık avutuyo her şey sankiniye böyle lan , kafamı sikiyim...havada bok gibi tamam serinliği güzeldi , türkiye lan burası ben hiç temmuzda yağmur görmedim , anasını satayım kuzey ülkeleri gibi hava kapalı oturup ağlayasım geliyo, vampirik bi hava he burdan duyrulur izmire gelin! o ülkelerdeki abiler sizede sesleniyorum gelin kendi eviniz gibi bakın, ben ne diyorum kime diyorum niye bu kadan sıkıldım ya ay karnım çok acıkmışta acı çekiyomuşum gibi, buna göbek düşmesi diyo annem aynı öye gibi , ama göbek düşünce annem koca karı yöntemleriyle bişiyler yapıp beni iyileştiriyo da bu sıkıntıyı ne geçircek olm blog bok gibisin bi boka yaramadın biliyomusun sadece saçmalıyorum şu an, ellerim daha çok saçmalıyor ve çok fazla aynı kelimeler üzerinde durup delirdim evet evet sustum yeter bana...
AĞIR ZAMANLAR
Aldatılmışlığın kokusu ağırdır
Küflüdür
Yağmurlu bir günden sonra
Şişmiş tahta pencerelerini açtığında
Gelir sabahın serinliğinde ruhuna
Özensiz aşklarından doğmuştur
Yersiz yurtsuz darmadağın
Gözlerin küflenmeye yüz tutar
Suratına vurduğunda
O serin rüzgâr
Tenin titrer
Ürperirsin hafiften
Her şey gitmiş gibi
Ruhun yorgun
Ağlamak anlamsız
Kuruntular denizi
Boğuyor hepimizi
Ne dersiniz
Ölüm müdür daha iyi?
Sorular mıdır cevaplanmayan
Gitmek midir istenilen
Buz gibi vücudum
Terk edilmişliğin somutlanışıyım
Boşluğa bakışlarım
Fark edilir
Bir Fransız şarkısı
Sesi melankolik
Beni çağırıyor sanki
Dinliyorum
Anlamsız boşluklarda yüzüyorum hala
Boğulmalarım uzun sürüyor
Küflüdür
Yağmurlu bir günden sonra
Şişmiş tahta pencerelerini açtığında
Gelir sabahın serinliğinde ruhuna
Özensiz aşklarından doğmuştur
Yersiz yurtsuz darmadağın
Gözlerin küflenmeye yüz tutar
Suratına vurduğunda
O serin rüzgâr
Tenin titrer
Ürperirsin hafiften
Her şey gitmiş gibi
Ruhun yorgun
Ağlamak anlamsız
Kuruntular denizi
Boğuyor hepimizi
Ne dersiniz
Ölüm müdür daha iyi?
Sorular mıdır cevaplanmayan
Gitmek midir istenilen
Buz gibi vücudum
Terk edilmişliğin somutlanışıyım
Boşluğa bakışlarım
Fark edilir
Bir Fransız şarkısı
Sesi melankolik
Beni çağırıyor sanki
Dinliyorum
Anlamsız boşluklarda yüzüyorum hala
Boğulmalarım uzun sürüyor
12 Haziran 2010
barmencilik :)
bi oyun var çok eğlenceli , kokteyl yapıp içiriyosunuz adama , ya beğeniyo , ya deliriyo , ölüyo , uçuyo , ötürrüyo:) öyle bi oyun biraz çabalamayla bence adamı memnun edebilirz:)
http://www.fettspielen.de/de/spielen/einzeln/geschick/mix-dir-deinen-cocktail
yukardaki linkten içkileri seçip bardğı doldurduktan soraa salllaayıp adama içiriniz :)
http://www.fettspielen.de/de/spielen/einzeln/geschick/mix-dir-deinen-cocktail
yukardaki linkten içkileri seçip bardğı doldurduktan soraa salllaayıp adama içiriniz :)
tatlı bir sesleniş...
italyancada sanırım ayrı bir güzellik var sürekli telaşlı, kavga eder gibi, hayatla mücadele içinde bir dil sanki:) şarkılarıda bir o kadar güzel ve yavaştan sanki , çok tatlılar , en anlamsızı baa böyle aceip duygusallık doğuruyormuş gibi geliyor o derece ve o zaman en datlularından cinquanta mila lacrime( elli bin gözyaşı)
http://www.youtube.com/watch?v=2QubTCQK28c
Cinquantamila lacrime
non basteranno perchè
musica triste sei tu dentro di me.
Cinquantamila pagine
gettate al vento perchè
eterno è il ricordo, il mio volto per te
Non ritornare,
no tu non ti voltare,
non vorrei mi vedessi cadere.
A me piace così,
che se sbaglio è lo stesso,
perchè questo dolore è amore per te.
Cinquantamila lacrime
senza sapere perchè
sono un ricordo lontano da te.
Cinquantamila lacrime
non basteranno perchè
musica triste sei tu dentro di me.
Non mi guardare,
non lo senti il dolore,
brucia come un taglio nel sale.
A me piace così,
che se sbaglio è lo stesso,
perchè questo dolore è amore per te.
A me piace così,
e non chiedo il permesso,
perchè questo dolore è amore per te.
http://www.youtube.com/watch?v=2QubTCQK28c
Cinquantamila lacrime
non basteranno perchè
musica triste sei tu dentro di me.
Cinquantamila pagine
gettate al vento perchè
eterno è il ricordo, il mio volto per te
Non ritornare,
no tu non ti voltare,
non vorrei mi vedessi cadere.
A me piace così,
che se sbaglio è lo stesso,
perchè questo dolore è amore per te.
Cinquantamila lacrime
senza sapere perchè
sono un ricordo lontano da te.
Cinquantamila lacrime
non basteranno perchè
musica triste sei tu dentro di me.
Non mi guardare,
non lo senti il dolore,
brucia come un taglio nel sale.
A me piace così,
che se sbaglio è lo stesso,
perchè questo dolore è amore per te.
A me piace così,
e non chiedo il permesso,
perchè questo dolore è amore per te.
15 Mayıs 2010
Kanat Çırpanlar
Yeni bir başlangıç
Herhangi bir kitap
Deniz kokusu
Ve ötüşen martılar...
Haydarpaşa özlemleri saklıyor hala,
Kumbarası dolmuş,
Her gidenin ardından.
Salıverdik bugün
Martıların kanatlarına
Götürsünler geldikleri yere
Hiç sorgusuzca diye.
Bir ses geldi İstiklal'den
Hıçkırık gibi,
Boğuk ve davetkar
Köşede ağlayan bir kadın
Dudakları öpülmeye susamış
Kelimeleri mırıltıyla çıkan
Kucağında özlemler birikmiş
Her gidenin ardından.
Kendine yabancı bir adam,
Üstü başı kirli,
Aşınmış paçaları
Bilinmeyen sokaklarda yürümekten,
Kokusu bir fahişeden güzel
Ve aramış huzuru belli
Yüzü bereketli bir nehir gibi.
Bir özlem var duyulan
Ne biriken ne azalan
Arada kalmış
Ayran gönüllü aşık gibi
Kendinde kaybolmuş
Yitirmiş kelimeleri
Geçerken küllenmiş tepelerinden İstanbul'un.
Oysaki başlarken,
Bir cennet düşlemişti.
Herkes gibi
Ona kanatlar sunacaktı
Ve şarkılar
İlham aramayan...
İstanbul
Dar sokaklarında
Belki veremedi kanatlar onlara
Ama öyle şarkılar sundu ki,
Yeni başlangıçlarda
İlham olanlara
Hüzün dökmüş sonbahar yapraklarında
Bitmeyen dar sokaklarında.
Herhangi bir kitap
Deniz kokusu
Ve ötüşen martılar...
Haydarpaşa özlemleri saklıyor hala,
Kumbarası dolmuş,
Her gidenin ardından.
Salıverdik bugün
Martıların kanatlarına
Götürsünler geldikleri yere
Hiç sorgusuzca diye.
Bir ses geldi İstiklal'den
Hıçkırık gibi,
Boğuk ve davetkar
Köşede ağlayan bir kadın
Dudakları öpülmeye susamış
Kelimeleri mırıltıyla çıkan
Kucağında özlemler birikmiş
Her gidenin ardından.
Kendine yabancı bir adam,
Üstü başı kirli,
Aşınmış paçaları
Bilinmeyen sokaklarda yürümekten,
Kokusu bir fahişeden güzel
Ve aramış huzuru belli
Yüzü bereketli bir nehir gibi.
Bir özlem var duyulan
Ne biriken ne azalan
Arada kalmış
Ayran gönüllü aşık gibi
Kendinde kaybolmuş
Yitirmiş kelimeleri
Geçerken küllenmiş tepelerinden İstanbul'un.
Oysaki başlarken,
Bir cennet düşlemişti.
Herkes gibi
Ona kanatlar sunacaktı
Ve şarkılar
İlham aramayan...
İstanbul
Dar sokaklarında
Belki veremedi kanatlar onlara
Ama öyle şarkılar sundu ki,
Yeni başlangıçlarda
İlham olanlara
Hüzün dökmüş sonbahar yapraklarında
Bitmeyen dar sokaklarında.
30 Ocak 2010
gece terörleri
Sürekli duyduğum çığlıklar
Kulaklarımın parçasıydılar
Bir anlık dalgınlıklarım
Yoksa korkuyor muydum?
Küçücük hayallerim
Görebileceğinizin ötesinde
Bazen kaybettiklerim
Bulamayışlarım
Çırpınışlarım
Ayrıntısız anlarım
Geçmeyen dakikalarım
Ve
Onlara inat kırışıklarım
Bazen tuzlu ve bitmeyen gözyaşlarım
Çaresizliğim tırmanırken doruğa
Bakamadığım gerçekler
İçimi parçalayan çığlıklar
Bilmedikleriniz
Elleriniz
Düşüşüm
Giderken el sallayışlarım
Hayallerim uğruna vedalarım
Geriye dönüşlerim
Çırpınışlarım
Son anda
Bir çığlıkla
Uyanışlarım…
Kulaklarımın parçasıydılar
Bir anlık dalgınlıklarım
Yoksa korkuyor muydum?
Küçücük hayallerim
Görebileceğinizin ötesinde
Bazen kaybettiklerim
Bulamayışlarım
Çırpınışlarım
Ayrıntısız anlarım
Geçmeyen dakikalarım
Ve
Onlara inat kırışıklarım
Bazen tuzlu ve bitmeyen gözyaşlarım
Çaresizliğim tırmanırken doruğa
Bakamadığım gerçekler
İçimi parçalayan çığlıklar
Bilmedikleriniz
Elleriniz
Düşüşüm
Giderken el sallayışlarım
Hayallerim uğruna vedalarım
Geriye dönüşlerim
Çırpınışlarım
Son anda
Bir çığlıkla
Uyanışlarım…
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)