Kaçsam bırakıp
Penceresinden bakılınca bok gibi olan bu dünyadan
Seyrek deliliklerimi de alsam
Bıraksam binlerce kez yıkanmış vücudumu
Bronz bir sabahta
Farklı bir güneşe günaydın desem
Ya da olduğum yerde ne denirse
Alışkanlık ya
Yinede günaydın desem
Belki bir sevgilim olsa
Tanrıça gibi
Tanrılar kıskansa beni
Gözlerim istediklerimi görse
Kendimde olmayanlara kör gibi
Dünyayı hiç görmemiş
Sanki doğmamış gibi
Bir nehir olsa
Evimin hemen önünde
Çocukların çizdiği resimlerdeki uzunlukta
Ve günahları yıkarcasına
Tertemiz
Sevgilim olsa
Sudan gelse
Arınsak en mahrem hallerimizde
Günaha koşsak
Ve kirlensek
Ama bilmesek ne günahı, ne sevabı
Kötüyü de bilmesek ya
Karanlığı da
Ya da karanlık nedir görmesek
Bilmediklerimizi istemesek
Önyargısız gibi konuşabilsek
Ya da hep sussak her şeyi bilir gibi
Çırılçıplak olsak
Duygularımızın ötesinde
Hep o nehir gibi