3 Ağustos 2010

En güzel hikâyem

Bir aşk

Masal gibi

Anlatır durur köşe başındaki sarhoş

Vakti zamanında diye başlar her sözü

Merak eder geçenler

Gerçek miydi diye



Az değil yıllar geçer

Bir tanıyan çıkar sarhoşu

Yine etrafı insan dolu

Ne anlatırsın daha der

Başlar sarhoş anlatmaya yine

Aynı hikâyeyi

Rüya gibi, masal gibi



Etraftakiler de merak eder

Bu yabancı tanırsa bu sarhoşu

Bilir gerçek mi değil mi bu masal



İçlerinden en aklı başında olanı sorar

Yabancı başlar anlatmaya

O da söze vakti zamanında diye başlar



Bir vakitler birbirine çok benzeyen iki âşık varmış

Ayrı kaldıkları her an acı çekerlermiş

Şükretmeyi de bilirlermiş lakin

Ağırmış yaşamak diğeri olmadan öbürüne



Gel zaman git zaman

İyice anlamışlar bir şeylerin farklı olduğunu

Zaten oğlan ilk gün demiş

Rüya değilse ne ki bu?



Zor ya kadın milleti süründürmüş çocuğu

Ama aşkına dayanamamış salıvermiş oda yelkenleri

Ee tabi mutlular artık deli gibi divane gibi

Yedikleri içtikleri kokladıkları

Gittikleri geldikleri

Her şey daha bir güzel görünmeye başlamış gözlerine

Lakin beraber olunca o zaman geçmeseymiş hızlıca



Uzun boylu bir oğlanmış

Saçları da uzun boyu gibi

Yumuşacık elleri varmış yüzü gibi

Kız baktıkça içi gidermiş

Durduramazmış kendini

Her şeyi bırakmış kenarı

Bilirmiş çünkü bu adam çok severmiş onu




Kızda oğlandan daha kısa

Onunda saçları var lakin bazen uzun bazen kısa

Aklı gibi sanki

Ellerini severmiş oğlan bunun

Her yerini olduğu gibi

Tek fiziksel değil lakin sevgileri

Sanmayın hemen anlatınca böyle

Uzaktan görüntülerini




Onları görenlerde hemen etkilenirmiş havalarından

Benzedikleri yetmezmiş gibi

İçleri de benzermiş

Ayna gibi

Bir mutluluk ki sanki dünya kurtulurcasına



Yabancı tıkanmış bir ara

Bir bardak su içmiş ve devam etmiş

…ve tabiî ki kolay olmadı hayatları

Önceden çektiklerinin hediyesiydiler birbirlerine

Üzüntü, acı, yıkılmışlıktı belki

Gülen yüzlerini birleştiren onca sene

Mutlulukları ebedi oldu

Baş koydukları yastıkta ölü bulundu ikisi de

Hala gülüyorlardı

Elleri sıkı sıkı tutunmuştu birbirlerine

Ve yüzleri sıcacıktı yeni doğmuş gibi

Birbirlerine…



Ve yabancı bitirmiş hikâyeyi

Sarhoş sızmış kenarı

Zor dayanmış bugüne dek

Sanki hep yabancıyı beklemiş gibi

Sormuşlar yabancıya

Bu sarhoş kim ola ki

Tanır bu âşıkları bu kadar iyi

O hep onlara engel olmaya çalışan kaderdir

Onu bile bıktırdı aşkları

O bile yenik düştü onlara der yabancı

Ee sen kimsin

Nerden bilirsin bunları diye sorduklarında

Ayağa kalkar ve gitmeye hazır

Uyandığında

Ki eğer uyanırsa sarhoşa sorun beni der

Ve uzaklaşır akşamın gün batımında…