14 Ekim 2009

çıkılmazlık

bazen öyle olaylar olur ki sesiniz çıkmaz, çünkü bazen geçmişte yaşıyorsunuzdur, bazen hiç gelmeyiz ya eskilerden, ya da hiç bitmeyen geçmişten...



sokaklarda
ağlıyor acılarımız
koşuyoruz peşlerinden
yılıyoruz bazen
düşüyoruz
yara içinde dizlerimiz
anlıyoruz savaşları
yılmamaya yeminli gibi
silahımız yok
kana bulayamıyorum
kimseyi
onlar gibi
başımızda taşlar
herkes silahsız değilmiş
sekmeye başlıyor
ara ara bazıları
kaldırımlar geçtikçe
yerdeyiz
kaldıran yok
tümlükten bencillik ırmakları akıyor kanla karışık kaldırımlarda
kaçıyorlar artık
dizlerinide umursamadan
tişörtüm
en çok sevdiğimdi
kana bulandı işte
kırmızıda yakıştı ama
annem kızar lekelendi diye
yavaşlıyorum
düşenleri kaldırma çabasında bazılarımız
yollar bitmemecesine uzuyor
silahlar çoğalıyor
biraz daha kızıl etraf
gözlerimizden kanlar akıyor topraklara
daha kuvvetli bazılarımız
ama dahada düşman
daha hırslı
daha çok ölüyoruz
annelerimiz daha çok ağlıyor
bu renk bitsin artık
eve dönmek istiyorum
kaldırın lütfen
ne kadarda üşüdüm
duygularımda azalıyor nedense
nefesim...

Hiç yorum yok: